Oyuncu ve yönetmen Ali Atay, bir süredir televizyon ekranlarından ayrı kalmasının sebebinin yaşadığı ‘dağılma sendromu’ olduğunu söyleyip “Altı gün boyunca sette çalışıyorsun ve bir gün tatilin var. Sette darmadağın olursun. Dağılma sendromu oluyor yani. Ben bir gün çocuklarımı görmeyeyim özlüyorum. Televizyon zor iş” dedi. 

Küratörlüğünü yönetmen Eylem Kaftan’ın yaptığı, City's Nişantaşı sinemalarında gerçekleşen söyleşi öncesi Atay, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Hem oyunculuğu hem yönetmenliği bir arada götürmediğini, belirli dönemlerde yönetmenliğe ağırlık verdiğini anlatan ünlü oyuncu “Hem yönetmenliği hem oyunculuğu bir arada yürütmüyorum ara veriyorum. Oyunculuk yapıyorum, bir dönem yapmayıp sadece yönetmenliğe ağırlık veriyorum. Değişiyor yani. Şu an ikisini birleştirmeye çalıştığım bir dönemdeyim. Bir senaryo yazdım onu ekibimle çekip oynamayı planlıyorum. Hepsinin rahatlıkları ve zorlukları var. Hepsi bambaşka şeyler yani oynarken sadece kendinden sorumlusun, çekerken ise herkesten sorumlusun. Oynarken tek başına sorumluluk sana ait olduğu için onun ayrı zorlukları var” şeklinde konuştu.

Televizyon ekranlarına ara vermesinin sebebini ise yaşadığı dağılma sendromuna bağlayan Ali Atay, ekrana iş yapmanın insanı tükettiğini belirterek şöyle konuştu: “Yalan söylemeyeyim, televizyonda çalışmak zor iş, en son bir tane dizi çektik. Yani 7-24 setteydim, benim bir hayatım ve çocuklarım var, eşim ve ailem var. Onlara hiç zaman ayıramadım, televizyon gerçek yorucu ve tüketiyor insanı. 150 dakika televizyona bir haftada iş yetiştirmek çok zor. Tükenmişlik sendromu yüzde yüz var. Yani olmaz mı? Yani düşünsenize sürekli settesiniz, yüzünüzde makyaj, saçında bir şey var ve sürekli bir karakteri canlandırıyorsun. Altı gün boyunca bir gün tatilin var, darmadağın olursun. Dağılma sendromu oluyor yani. Ben bir gün çocuklarımı görmeyeyim özlüyorum. Zor iş. Bunu ayarlayamıyorlar sendikalar elinden geleni yapıyor, reklamcılar diğer taraftan bastırıyor. Televizyon çok karışık bence 150 dakikalar olacak iş değil. İnsan hududunu aşan şeyler. Ben o yüzden ekrandan uzak durmaya çalışıyorum fakat çok da geri çeviremeyeceğim bir rol olursa yaparım”

Kızı Leyla Süreyya’nın sekiz aylık olduğunu ve babalığın hissettirdiklerini “Müthiş inanılmaz bir duygu hiçbir şeye benzemiyor. Kız babası oldum şimdi kızım sekiz aylık oluyor. Bakalım nasıl ilişkimiz olacak bakacağım. Şimdilik gülücük saçıyor” diye anlatan Atay, “Çocuklarınızla reklam filmlerine sıcak bakıyor musunuz? sorusunu ise “Reklam teklifleri geliyor da Hazal’la karar veremiyoruz bilemiyoruz. Çocukları sete çıkarmak sıcak gelmiyor. Çocuğunu böyle gün yüzüne çıkarmak istemiyorsun yani onu sakınıyorsun her şeyden. Kesin radikal diyemem ama şartlar uygun olursa belki olabilir” şeklinde yanıtladı.

Ali Atay, beş yıl önce vizyona giren Ölümlü Dünya filmiyle ilgili ise ilginç bir itirafta bulunup “Ölümlü Dünya’yı da ilk çektiğimde seyirciden çok dayak yemiştim. Çok yeni bir komedi olduğu için sonra izleyerek alıştılar. Şimdi senaryosunu yazdığım bu dizi için de öyle bir şey gelebilir başıma” dedi.

Editör: Cenker Tezel